×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

4157 kez okundu

 Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısındaki Kürt kontrolündeki bir bölgedeki Afrin'e hava ve yer altı kampanyası başlattı. Türkiye ve YPG teroristleri arasındaki on yıllardır süregelen çatışmaların en son bölümünde, "Operasyon Zeytin Dali" olarak adlandirildi.


Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Afrin'de 30 kilometrelik (20 mil) derinlikte "güvenlik bölgesi" yaratmak istediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, askeri operasyonun Türkiye'nin güvenliği ve Suriye toprak bütünlüğü için şart olduğunu söyledi.

İlerleyen güçlerin çoğunluğu Afrin'in kuzeyinden bolgete girdi ve catisma bölgesinin doğusundaki ağırlıklı olarak Ozgur Suriye Ordusu (OSD) savascilari YPG'ye karşı kendi saldırılarını başlattı. Zor arazilerin çoğu mevcut ön hatların etrafında yoğunlaşmaktadır; yani, Türkiye ve OSD ilk hedeflerini gerçekleştirirlerse, daha da ileriye gitmek daha kolay olacaktır.

Fakat Türkiye zaten Afrin'e karşı catismanin ötesinde de düşünüyor. Turkiye, YPG'yi Afrin'in doğusundaki Manbij kentinden çıkarma istegini vurgulamaya devam ediyor. Türkiye operasyonu veya bir sonraki operasyonu Manbij'e olabilir mi?

YPG'nin egemen güç olduğu SDF (Suriye Demokratik Güçleri) ile Birleşik Devletler, İslam Devleti'nin ya da benzeri grupların yeniden inşasını önleyecek, Şam'daki Suriye hükümetine karşı bir ağırlık kuracak ve İran'ın büyüyen gucunu engellemek istiyor. Bunu yaparken ABD; bilerek veya bilmeyerek, Türkiye için ulusal güvenlik risklerine neden oluyor. Güçlü bir Kürt gruplari, Türkiye'ye karşı daha güçlü bir direniş anlamına geliyor ve gelecekte bir Kürt Devletine dogru yonelebilir. Ve tabii ki, Türkiye böyle bir oluşumu göz ardı etmeyecektir ve onlemlerini ona gore alacaktir.
 
Dolayısıyla eğer Türkiye, Manbij ya da diğer SDF'nin kontrolunde ki topraklarda ilerleyecek olursa Washington Turkiye'ye müdahale etmek ya da Suriye stratejisinin temelini çökertme riski - yani SDF ile olan ilişkisi - açısından bir zorunlulukla veya zorlukla karsi karsiya olacaktır.

Bu nedenle önümüzdeki aylarda, Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygılarından ve bölgedeki ABD planlarınin korunmasi icin bir çözüm bulmak adina çeşitli taraftarin bir çok diplomatik girişimini göreceğiz. Aslında, su anda ABD Savunma Sekreterliği'nden bir heyet bölgedeki Afrin ve ABD planlarını tartışmak üzere Türkiye'de gorusmelere basladi bile.

Ancak Türkiye ve ABD'nin bolge uzerinde ki büyük anlayis farklılıklari bulunuyor. ABD'nin Kürtlere güvenme stratejisi, Erbil'den Akdeniz Denizine kadar bir koridor anlamına geliyor. Ve Türkiye böyle bir koridorun Kürt güçleri tarafından işgal edilmesini istemiyor. Şu anda ABD ile Türkiye arasında muazzam farklılıklar var. Gelecekte diplomatik girişimler bir çözüm bulmazsa, 2019'da ABD-Türkiyenin doğrudan ya da dolaylı bir çatışmasıni gorebiliriz. Bu farklılıklar iki ülke arasındaki açık yeni bir döneme vurgu yapmaktadır; Türkiye ve ABD artik stratejik müttefikler değiller, sadece ortaklar.