Avrupa ve Amerika'daki milliyetçilik büyümeye başlar. Ve Ortadoğu'nun, I. Dünya Savaşı'ndan beri bölgeye hakim olan güç boşluğu tarafından tanımlandığı neredeyse kesin. Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu değiştirmek için bir alan gördü.
Koronavirüsün bir sonucu olarak Orta Doğu'da bir değişiklik olacağını iddia etmek abartı değildir. Ortadoğu'da tarihsel olarak üç bölgesel güç var, bunlar Türkiye, İran ve Mısır. Ancak küresel güçlerin askeri ve ekonomik etkilerinden kaçınmak için yeterince güçlü değillerdir. İran zaten ABD ambargosu tarafından zor durumda, Mısır'daki petrol ve gaz endüstrisinde ekonomi düzelse de, tüm ülkeyi desteklemek yeterli değil ve Türkiye, 2018 ekonomik krizinden yeni cıktı ama virüs tarafından ekonomik olarak tehdit ediliyor.
Bu zamanlar şaşırtıcı bir şekilde askeri - sivil ilişkiler arasındaki dengesizlikleri getirirken, yasama ve sivil toplum pahasına da yürütme gücününde artığı zamanlarda olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan askeri elitler üzerindeki yetkisini güvence altına alırken, Türkiye büyük ölçüde küresel güçlerin ekonomik etkisine maruz kaldığı için ekonomi üzerinde tam kontrol sağlamadı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu virüsün ekonomi üzerindeki olumsuzluğunu aşmak için ne olursa olsun tüm kaynaklarını kullanmakta tereddüt etmeyecek.
Corona virüsü, yabancı ulus askeri güçlerini bölgeden çekilmeye zorluyor. Ayrıca, güç vakumunun doldurulması gerekir. Bu güç boşluğunu doldurmak ideal olarak İran veya Türkiye tarafından olacaktır. Türkiye, sağlık sistemine, ekonomiye ve askeri kapasiteye bakarak şu anda İran'ın önünde gibi görünüyor.
Libya'da Türkiye, tüm donanma ve hava kuvvetlerini içeren bir askeri tatbikat gerçekleştirdi. Yakıt filosunun yarısı F-16'ları yakıtlandıran Libya kıyılarında tatbikat yapıldı. Türkiye geçtiğimiz hafta Libya'da üç Rus helikopteri ve Çin yapımı bir İHA düşürdü. Türkiye sessizce Trablusgarp ile Tunus arasında bir uçuşa kapalı bölge ilan etti. Ayrıca, kuzey Irak ve Suriye'deki askeri varlığını artırmaya başladı.
Bütün bunlar, Türkiye'nin küresel güçler geri çekilirken bölgedeki varlığını sessizce artırabileceğini vurgulamaktadır.
Belki bazıları Türkiye'nin Batılı ve Rus güçlerinin tarihsel güçlerinin vurguları altında aynı kalacağını görebilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu farklı görüyor. Ve tarih yanlış stratejileri olan örneklerle doludur.
Soru; kim yanlış?
