×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

8673 kez okundu

AKP, Türkiye ekonomisini rahatsız eden temel sorunlarını yani işsizliği, dış borçları ödemek için yetersiz kaynağı ele almayı başaramazsa, kendisini şiddetli dalgalarda bulacaktır. Birçoğunun bunu, AKP'nin gelecek siyasi seçimlerde bir yenilgisi olarak görmesine rağmen, bu olmayacaktır. Aksine, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu eşi görülmemiş zorluktan kurtulmanın yolunu bulacaktır. Zira muhalefet partisi seçkinlerinden hiçbiri, herhangibir seçimde yönetim değişikliği istemiyor gibi görünüyor.

 
Türkiye, ekonomisinin ne kadar güçlü olduğu konusunda demeçte bulunmasına rağmen Türkiye ekonomisinin kırılgan olduğu bir sır değildir. Son zamanlarda, Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, Türkiye'nin rezervlerinin fazlasıyla yeterli olduğunu belirtti. Ancak, Merkez Bankası rezervinin doğru bir şekilde yansıdığı görülmemektedir.


Türk Lirası Ocak 2020'den bu yana 15% değer kaybetti. PMI endeksi sert bir düşüşle 33,4'e geriledi. Bu son 11 yılın en kötü PMI endeksidir. Piyasada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) ABD Doları'nın 7 Türk Lirası seviyesinin üzerine çıkmasını önlemek için rezervlerini eritmesi endişesi devam etmektedir. Reuters haber ajansı, bu nedenden TCMB rezervlerinin endişe verici seviyelere düştüğünü bildirdi.


Reuters ayrıca, Nisan ayından bu yana TCMB'nin döviz rezervlerini takas yöntemiyle ve kamu bankaları aracılığıyla mudahale ettigini ve böylece döviz kurunun 7 seviyeyi geçmediğini savunuyor.
Reuters, Türk Devlet bankalarının bu yıl 32 milyar dolar döviz sattığını ve bunun geçen yıl piyasaya yapılan toplam müdahaleye eşit olduğunu iddia ediyor. Reuters, Türkiye pazarı için bunun endişe verici olduğunu iddia ediyor.IMF, Türkiye ekonomisinin 2020 boyunca çoğunun iyimser bulmasına rağmen 5% küçüleceğini öngörüyor. Turizm kurudukça, işsizlik oranı 2020 yazında 13.8%'den 20%'ye yükselecektir.


Cumhurbaşkanı Erdoğan IMF'yi Türkiye'nin güvenliğine tehdit olarak görüyor. Bu nedenle, potansiyel bir kurtarma olması muhtemel değildir. Ayrıca, ilginin artması, AKP'nin iktidarda olmak için ihtiyaç duydugu milliyetçi ve muhafazakar toplumda hayal kırıklığı yaratacaktır. Bu nedenle, AKP'nin özel şirketlere yaslanmak ve Türk Lirasının ödeme gücünü korumak için parasal kontrol uygulamaya çok fazla ihtiyacı var. Bazı noktalarda, 88 milyar dolarlık özel sektör kısa vadeli borç varlığı endişe verici olduğundan, bazı işletmelerin iflas ettiğini görmek kaçınılmazdır.


Putin ve Erdoğan'ın önlerinde nasıl benzer bir yol izledikleri ilginç. Her iki devlet de ekonomik sorunlarla karşı karşıyadır ve her iki lider de benzer sınırlamalara ve zorunlu seçeneklere sahiptir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, liderliğini halkla ilişkilendirmek için milliyetçiliğe büyük önem vermek zorunda. Bu nedenle Ankara'nın milliyetçi tutmak için bağımsız ve agresif bir şekilde hareket etme seçenekleri sınırlıdır.


Türkiye, ABD'nin yaptırımlarından korktuğu veya Rusya ile daha fazla çatışmayı teşvik etmek istemediği için askeri operasyonlardan kaçınmasına rağmen, Suriye ve Libya AKP’nin ilgi alanları olacaktır. Libya, Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Rusya'nın Türk destekli güçlerin kazancını dengelemek için işbirliği yapıyor gibi görünüyor. Ancak Türk destekli kuvvetler Haftar kuvvetlerine karşı toprak kazanmaya başladı. Tüm ülkeler Covid-19'un ekonomik etkileriyle uğraşırken, pandemi bu ülkelerin Haftar güçlerine verdiği desteği olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, Libya'daki kazanımlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafında milliyetçi destek toplamasına yardımcı olacaktır.


Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haftar güçlerine verdikleri destek nedeniyle BAE ve Suudi Arabistan'a (Ramazan’dan sonra) kontrollü bir siyasi krizi tırmandırmayı seçebilir. Bununla birlikte, insanlar ortaya çıkan ekonomik sorunlardan rahatsız olduğunu düşünecekleri için etkisi sınırlı olacaktır.


Petrol fiyatları önümüzdeki on yıl boyunca düşük kalması durumunda ABD ordusunun bölgeden çekilmeyi tercih edeceğini öngörüyoruz. Böylece Türkiye sınırlarını korumaya zorlanacaktır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinde gecerli bahaneleri olacaktir; Ulusal Güvenlik.


Ancak dikkatimizi çeken şey, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelecekteki derinleşen bir belirsizlikle karşı karşıya kalması. Ekonomi kötüleştikçe Cumhurbaşkanı Erdoğan büyüyen muhalefeti görecektir. 2021 yılında erken seçim imkanı olmasına rağmen, Jeopolitik Pusula, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halktan yeterli destek sağlamadan bu riski alacağını düşünmüyor.


Bunun gerçekleşmesi için, Libya ve Suriye'deki artan ulusal güvenlik meseleleri Türkiye'yi sınırlarının ötesinde önlem almaya zorlamalıdır. Böylece milliyetçi oyları biriktirecek olan AKP'nin milliyetçi anlatıları artacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan desteğin ilham verici olduğuna inanırsa ani bir seçim düşünülebilir. Aksi takdirde, muhalefet partisi seçkinlerinden hiçbiri, anlık seçimde yönetim değişikliği istemiyor gibi görünüyor.