×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

2997 kez okundu

 
İş gücünün yarısını yüz yüze temasa dayanan yaklaşık 600.000 Alman, devlet destekli izinlere bağlıyken ve fiilen işsizken acı çekiyor. Kötü habere rağmen, Almanya son çeyrekte yetersiz bir büyümeye ulaşırken, İtalya ve Fransa geriledi. Ekonomist dergisi AB'nin aşılamayı bahara kadar artırmayı başaracağını ve kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılacağını varsayıyor.
 
ABD'nin ekonomik görünümü, ekonominin büyümesiyle karışık bir iyimserlik olmaya devam ediyor. Biden yönetimi yeni bir teşvik paketi önerdi ve bu ABD kongresinde kabul edildi. İş kayıplarının kalıcı olabileceği gerçeğine rağmen iş piyasası istikrarlı bir şekilde büyüyor. Hanehalkları borç ödemelerinde ve kira ödemelerinde 200 milyar dolar bir açık var. Çin'den gelen güçlü talep nedeniyle tarımsal, endüstriyel emtia ve enerji fiyatlarının yükselmesi nedeniyle enflasyonun yükselmesi bekleniyor. Sonuç olarak, FED elinden gelenin en iyisini yapsa bile faiz oranlarının yükselmeye başlaması bekleniyor. Gelir destek programı er ya da geç sona ereceği için uzun vadeli büyüme yavaşlayacak. Bu da iflasları artıracaktır.
 
Türkiye'de ise enerji ve çeşitli malların fiyatı yükseldikçe yıllık enflasyon 15% civarına yükseldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomistlerin yanı sıra uluslararası yatırımcılar tarafından da paylaşılmayan enflasyondan yüksek faiz oranını sorumlu tutmaya devam ediyor. Fitch'e göre net rezervler eksi olup döviz swapları 2020'de 70 milyar dolar düştü. Türkiye'nin brüt döviz cinsinden 48.5 milyar doları varken yaklaşık 137 milyar dolarlık borcu var. Bu, net rezervleri negatif bölgeye getirdi. Ekonomik baskı dışında, S400 füze sistemi ve Doğu Akdeniz'de ki politik çatışmalar Türkiye'ye politik bir baskı yapıyor. Böylelikle uluslararası yatırımcılar Türkiye'ye ihtiyatlı yatırım yapıyor. Bu da yeterli degil.
 
Tüm bu gelişmeler gerek geçmişte gerekse gelecekte Türkiye ekonomisini etkilemiş ve etkileyecektir. Türkiye Merkez Bankası, enflasyonla mücadele etmek için önümüzdeki yıllarda daha sıkı bir para politikası uygulayacak gibi görünüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, aynı zamanda Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi olan 2023 yılına kadar sıkı para politikasını sürdürmek istiyor. Ayrıca Türkiye, Kudüs'teki Mart seçimlerinden sonra İsrail ile yeniden diplomatik ilişkiler kurmak istiyor. Şu anda ekonomiyi canlandırmanın tek yolu ya Yahudi yatırımcıların ABD Kongresi üzerindeki etkisini kullanmak ya da Merkez Bankası'nın büyümeyi teşvik etmek için sınırlı araçları olmasa da Merkez Bankasının itibarını güçlendirerek yatırımcıları çekmek. Bu politik dusunceler bize Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonimiyi güçlendirerek 2023 başkanlık seçimlerini kazanmak istedigini gösteriyor,
 
Bu yeterli olacak mı? Görünüşe göre Cumhurbaşkanı Erdoğan risklerin farkında ve önlem almaya başladı. Bu da zaten güvenini vurguluyor.