×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

11168 kez okundu

Seçimlerin muhalefet partisi adayları için biraz ümidi olduğunu düşünürseniz, baştan beri bunun yanlış olduğunuzu belirtmemiz lazim. Erdoğan, tüm medya kaynaklarını kendi kazanimlari ve partisini güçlendirmek için kullanirken, rakiplerine iyi bir kampanya yürütme konusunda hiçbir zaman ya da fırsat bırakmadığını belirttik.


Sun Tzu’nun “Savaşın Sanatı” bir alintida - “Zafer savastan önce kazanılır veya kaybedilir” bahsedilir. Bu hazirlik anlamına gelir; Herhangi bir savaşın başarısında fark yaratan konumlandırma ve planlamadir. İyi planlanmış bir uygulama stratejisi, en küçük detayları ortaya koyan, aceleyle oluşturulmuş bir planın başarısızlığın garantörü olduğu için başarının garantörüdür.
 
Böyle bir ortamda seçimler geçen hafta yapıldı. Erdoğan, bir önceki referandum seçimlerinden önemli bir değişiklik göstermeyen yaklaşık % 52 ile bir kez daha bu sefer yeni Baskan olarak seçildi.

 
Peki bu büyük ölçüde Türkiye'ye ne gösteriyor?

 
Erdoğan için söylemek kolay. Hiçbirşey değişmedi. Suriye ve Irak'ta daha derinlere gitmeye devam ederken Turkiye'de kendi gücünu pekiştirmeye devam edecek. Rusya ve ABD ile ilişkiler, surekli inisli ve cikisli olacaktır. Zaten ekonomi iyi durumda değil. Acikcasi baskan Erdogan'in dahi umrunda olmadigini dusunuyoruz. Issizligi dusurmek ve GSYİH’yı arttırmak için nakit akış amaçlı sivil projeleri maksimize edecektir. Üstelik bu, onu uluslararası kurumlar aracılığıyla nakde çevirmek için onu güçlendirirecktir kisa zaman icinde ulkede ki en azinda ekonomik bazi verileri iyilestirmis olacaktir. Zaten uzun zamanli bir seyin dusunuldugunu ve yapildigini soylemek artik Turkiye' de cok zor.

 
Muhalefet için, hersey bulanık. İnce cumhurbaşkanlığı altında oyları pekiştirir gibi görünse de, toplam oylar AKP'e taraflarından herhangi bir puan almadıklarını bir kez daha gösteriyor. Muhalefetin anlamadığı ya da yapamadığı, Erdoğan’ın ortaklarindan arkadaş yaratabilmek kapasitesidir. Mecliste cogunluk koltuklar kazanmak ya da seçimleri kazanmak istiyorsanız, sadece destekçilerinizin oylarını pekiştirmek değil, aynı zamanda Erdoğan'ın müttefiki olan dostları da kazanmak zorundasiniz. Rakip partilerinin yapamadığı aslinda tam da budur.

 
Bu muhalefet lideri bu stratejiyi yapabilir mi? Büyük olasılıkla yapamayacaklar. Dahası, CHP lideri (AKP'ye karsi muhalefetin en buyuk parti lideri), bu seçimlerde büyük kazanımlar elde ettikleri söylemleride ısrar ediyor. CHP lideri (Erdoğan'ın AKP'ye muhalefet lideri) Sayın Kılıçdaroğlu, son 9 yıllık kampanyalarında tüm büyük seçimleri kaybetti. Ancak hala görevini sürdürmek için ısrar ediyor ve istifa etmeyi düşünmüyor.

 
Ne de olsa, Türk siyasetinde bir değişiklik yok gibi görünüyor. Eski kafalı yeni yüzler bir kez daha parlamentoda. Liderler; olduklarını iddia etselerde parti uyelerinde partinin cikarlari icin partiye hizmet etmelerini degil kendilerine tam bir sadakat talep etmektedirler. Bu, Türkiye'yi önümüzdeki on yıl içinde geleceği adina büyük bir tehdit altında bırakıyor. Ve bu soylemleri sadece AKP'de degil artik butun partilerde gorebiliriz.