×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

7889 kez okundu

Alman hükümeti geçen ayın başlarında harcama konusunda daha fazla esneklik işareti vermeye başladı. Berlin'in bir araya getirmeye çalıştığı bir teşvik planı olabileceğine dair bazı söylentiler var. Paketin büyüklüğünün 50 milyar Euro olduğu tahmin ediliyor. 2008 ve 2009 yıllarındaki uygulanan iki paket sırasıyla 11 milyar euro ve 8,5 milyar euro idi.

 


Ancak paketin büyüklüğü bazı endişeleri artırıyor. Avrupa Merkez Bankası (AMB) 2015 yılında, Avro Bölgesi ekonomisini canlandırmak ve enflasyonu artırmak için giderek daha fazla umutsuzlaştı. Sonunda, bir varlık satın alma programı üretti. Bugüne kadar AMB, Hollanda, Finlandiya, Fransa ve Alman devlet borçlarının% 30'unu satın aldılar. Bugüne kadar bu önlemler Alman ekonomisinin lehine çalışsa da, ekonomiyi düzeltmek için gerekli ivmeyi yaratmıyor gibi görünüyor.

 


3 Eylül 2019 tarihinde, Alman Merkez Bankası ülkenin durgunluğa (resesyona) girdiği konusunda uyardı. Banka, yaz aylarında ihracattaki düşüşün sonbaharda devam edebileceğini vurguladı. Teknik durgunluk tanımını “ardışık iki çeyrek için negatif bir ekonomik büyüme olarak” dikkate alındığında Alman ekonomisinin 2019'un III. çeyreğinde küçülmesinin beklendiği sonucuna varılabilir.

 


Dikkatimizi çeken, Alman bankalarının ve politika yapıcılarının ABD-Çin Ticaret savaşı, Brexit'in belirsiz etkisi, Çin ekonomisinin yavaşlaması gibi Alman ekonomisiyle ilgili olmayan etkileri ekonominin bozulmasinin basilica sebebi olarak göstermeleri oldu. Alman ekonomisinin ihracat faaliyetleri, üretiminin% 50'sini oluşturuyor. Ayrıca, AMB tarafından ucuz euro ve teşvik programı başlatılmıştır. Fakat görünen o ki, bu da etkisini kaybediyor.

 


Bu nedenle, AMB Avro Bölgesi'nde gelişmiş ülkelere para pompalamak için devlet borcunu %33'ten %50'ye çıkarmayı düşünüyor. Her ne kadar Almanya ve AMB yasalarına aykırı olsa da, imtiyaz gibi koşullar getirilerek bunu da yerine getirmeleri mümkun.

 


Alman ekonomisi, sorunları için diğer ulkeri ve sorunları suçlamaya devam edemez. Ekonomi, ihracata büyük ölçüde bağımlı (üretiminin% 50'si yurtdışına gidiyor). Yalnızca yerel üretici üzerinde değil, ülke dışındaki tedarikçiler üzerinde de etkisi cok buyuk. Bu nedenle, sorun beklenenden aslında daha büyük. Çin-ABD savaş ticaretinin etkilerinin henüz tam olarak hissedilmedi. Dahası, ABD'nin ekstra otomobil tarifeleri uygulandıktan sonar Alman GSYİH’sinin %0,7 ila %1 arasinda etkileyebilecegi düşünülüyor. (DIHK'ye göre Alman otomobil endüstrisi üzerinde 6,7-7 milyar euro etkisi olduğu varsayılmaktadır).

 


Almanya için kullanılacak sınırlı araçlar olduğu görülüyor. Bunlar, arttırılacak para arzı, vergi indirimi ve devlet harcamaları gibi genişleyen makroekonomik politikalardır. Enflasyon bir yılda %2,2'den %1'e düşürüldü. Bu, AMB'yi zaten düşük seviyelerinde olan borçlanma faizini daha da azaltmak için olan ilgisini azaltarak AMB politikalari için küçük bir seçenek bırakıyor. Büyük olasılıkla, Alman ekonomisini ve Avro Bölgesi ekonomisini canlandırmak için bir yeni bir genişleyici para politikası getirilecektir.