×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

3751 kez okundu

Türkiye, 2020 boyunca bağımsız bir politika izleyecektir. Bu muhtemelen müttefikleri tarafından tecrite ve ekonim ambargo uygulanmasına neden olacaktır. AKP, Rusya'nın sınırlı ekonomik imkanlarına rağmen en iyi seçenek Rusya ile yakınlaşma ile bu ambargolarçn etkilerinin hafifletilmesine calışılacaktır.

 

8 Ocak’de, Rusya Devlet Başkanı Putin Turk Akım doğalgaz boru hattını açmak için Türkiye'yi ziyaret edecek. İki lider muhtemelen diğer bölgesel konuları da görüşeceklerdir; İran-ABD, Türkiye'nin muhtemel Libya'ya asker konuşlandirmasi, Suriye'nin İdlib kentinde olası ateşkes, Türkiye'ye AB & ABD tarafından olası yaptırımlar.


Türkiye bağımsız politika izlediginden, Batılı müttefiklerin Türkiye'ye yaptırım uygulaması muhtemeldir. Çoğu yaptırım savunma sanayi ve ekonomik yaptırımla ilgili olacaktır. ABD dahil Batı ülkelerinin tüm Türkiye'yi hedef alacağına inanmıyoruz. Ancak hükümete doğrudan bağlantısı olan şirketler de dahil olmak üzere savunma sanayiindeki şirketler büyük olasılıkla hedef olacak. Doğal olarak bu Türkiye'nin kırılgan ekonomisini etkileyecektir. ABD dahil olmak üzere Batılı ülkeler, ekonomik yaptırımların Batılı ülkelerle daha uyumlu politikalar halinde terk edilecegini belirtecekledir. Bununda Türk halkına baskı yapmasını umuyor. Ancak AKP'nin bu konuda net bir çözümü yok. Ancak eski geçici çözümleri hala var.


AKP ülke içinde herhangi bir bölünmeyi önlemek için ekonomi üzerinde manevra yapmaya çalışacaktır. Türkiye'nin kırılgan ekonomisi, herhangi bir yaptırımın olumsuz etkilerini dengelemek için gerekli ekonomik kaynaklara sahip olmadığından, yaptırımların Türkiye'nin ekonomik durumunu daha da kötüleştirmesi beklenmelidir. Bu nedenle AKP iktidarı sürdürebilmek için dini inançlıları öne çıkartmak, kendi kusurlarını en aza indirmek ve vatanseverliği güçlendirmek zorunda. AKP, Kıbrıs, Libya, Suriye ve Irak'a konularını canlı tutmak ve Türkiye'nin güneyinde, Suriye'de ve Irak'ta PKK/YPG'ye karşı operasyonları attırarak aşırı sağ oyları korumak için milliyetçi politikalar kullanacak.
 
Ancak AKP bu taktiklerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomik liderliğinden ve kendi başkanlık tarzından halkın şüphe etmemesine yardım etmediğini anlamaya başladığı noktaya geliyor. Temel olarak, bu manevralar AKP'den kopmaları çok fazla durdurmaz. Dahası, önceki yıllardan bile daha zor olacak. İşte nedeni;

 

2020 boyunca, AKP'nin para basması Merkez Bankası aracılığı zor olacak. Önceki yıllarda AKP büyük belediyeleri; Ankara ve İstanbul, büyük sözleşmelerle ekonomiyi canlandıracak projelerle kullanıyordu. Ancak Ankara ve İstanbul, bir önceki seçimde muhalif parti tarafından kazanıldı. Bu nedenle, AKP'nin para basmak ve belediye aracılığıyla muhafazkarları desteklemek için büyük sözleşmeler kullanmakta zorlanacağı düşünülmektedir.

 
Bu gelişmeler AKP'yi zor pozisyonda bırakacaktır. AKP'nin mevcut siyasi hakimiyetini sürdürmesi için elinde sadece birkaç seçenek kaldı. AKP hükümetinin sürdürülebilirliğini sağlamak için AKP'nin gelecek seçimlerde daha fazla oy toplamasını sağlayacak seçim sistemini değiştirebilir. İngiltere'de olduğu gibi AKP de “dar bölge” sistemini tercih edebilir. Ancak AKP'nin ilçelerini destekleyebilmek için seçim bölgelerini de yeniden tanımlaması gerekiyor. Ayrıca AKP partilerin parlamentoya girmesi için seçim barajını yüzde 10'dan yukarıya arttırabilir.
 
AKP'nin şu anda 2020'de tüm bunları yapmasını ön görmüyoruz. Ancak AKP'nin partiden gelen kopmaları durduramayacağının farkında. İstanbul ve Ankara yönetimi değişirken, AKP'nin ekonomiyi canlandırmak için para basmayı tercih etmesi ve belediyelere yönelmesi dahi zor olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerinde iktidarda kalmak istiyor. Elinde ki seçeneler azaldıgından dolayı AKP parlamentoda seçim sistemini degistirerek güçünü korumak isteyebilir. AKP 2020 yılı boyunca bunu tam olarak yapmayacak olsa da bu konuda harekete geçmeleri gerektiğinin bilincindedir.

 

 

 
AKP, bu stratejiyi uyguladığı takdirde uluslararası yaptırımlar, iç rahatsızlıklar, ana muhalefet partilerini güçlendirmek, hükümeti sürdürmek için ulusun bütününü fikirsek alanda ayırmak gibi büyük riskler taşıdığının farkındadır. Elde kalan kaynaklar göz önüne alındığında, AKP çok fazla seçeneğe sahip değil. Ancak AKP gelecek seçimde güç kaybetse dahi Türkiye'nin geleceğini uzun bir süre tanımlayan önemli bir güç olmaya devam edecektir.