×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

2771 kez okundu

 
ABD'nin Kaşıkçı suikasti ile ilgili Suudi Prens Selman'a daha fazla baskı yapmak istemediği anlaşılıyor. Bu, durum önlemler alınmaz ABD'nin dışiliskilerinde her zaman inandırıcılıgında zayıf bir nokta olacaktır. ABD açık bir şekilde tüm dikkatini yükselen Çin'e kaydırıyor ve İsrail - Sünni Arap ülkelerinden daha fazla kaynak ayırmadan bölgedeki Amerikan etkisini sürdürmek için daha derin bir işbirliği kurmalarını istiyor. "The Times of Israel" e göre İsrail Savunma Bakanı Ürdün Kralı Abdullah ile böyle bir ittifakı görüştü. İsrail şu anda dört uluslu bir savunma ittifakı kurmak için Bahreyn, BAE ve Suudi Arabistan ile görüşüyor.
 
Ancak, bu ittifakın neden gerekli olduğuna dair sorulacak sorular ve aranacak cevaplar var. NATO, Avrupa'daki Sovyet etkisine karşı koymak için kuruldu. Peki bu ittifak ne için?
 
Hepimizin bildiği gibi, bu ittifak öncelikle İran'ın Orta Doğu'daki artan etkisine karşı koymak için gereklidir. İttifakın arkasındaki ortak tema, İran'ın bir nükleer silah geliştirmesini engelleme ve Orta Doğu'daki etkisine karşı koyma arzusudur. Ama ya ABD-İran bir nükleer anlaşmaya varırsa, bu hikayenin arkasındaki ana tema ne olurdu ?
 
Bu, Ortadoğu için iki farklı yanıtı ve iki farklı geleceği vurgulamaktadır;
 
1.) Bir anlaşmaya varılırsa, ittifak İsrail ile Sünni Arap ülkeleri arasında askeri ticaret ve ortak ticaret faaliyetlerine yönelik fırsatları teşvik etmek için kullanılacaktır . Tüm Sünni Arap uluslarını İsrail menşeli savunma teçhizatı satın almaya teşvik edecektir (ABD yapımı olarak da okunabilir). Doğal olarak, bu tür bir işbirliği ilk etapta İran ve Türkiye'yi sıkıntıya sokacaktır. Şimdi, Suudi ve BAE gibi Sünni Arap devletlerinin İsrail ile birlikte Doğu Akdeniz bölgesinde artan Türk etkisine karşı koyduğuna tanık oluyoruz, oysa böyle bir ittifak İran ticaret yolunda büyük bir tehdit oluşturacak. Böylelikle İran'ın endişeleri zamanla artacaktır . Böylece Ortadoğu'da silahlanma yarışı bir gerçek olacaktır.
 
Dahası, böyle bir anlaşma Filistinlilerin kalan tek güç kaynağını kaybetmelerine neden olacaktır ; İsrail ile normalleşmeyi engelleme kapasitesi. Bu, Filistinlilerle anlaşma gerekmediği ve İsrail'in Ortadoğu'da orta güçten bölgesel güce dönüşeceği anlamına geliyor. Üstelik Mısır Körfez Monarşilerine karşı  Sünni Arap ülkelerinin İsrail ile doğrudan bağları kurulmasıyla göreceli olarak güçlerini kaybedecektir. Ancak Mısır'ın, ülkenin kontrolünü elinde tutması için Körfez yatırımına ve İsrail savunma teçhizatına ve Akdeniz bölgesinde Türkiye'ye karşı dengeleyici faktörlere ihtiyacı var.
 
Kısacası, herhangi bir barış anlaşması, İran ve Türkiye'nin endişelerini veya çıkarlarını inkar ettiğinden zayıf bağlarla ayakta kalacaktır. Dahası, böyle bir ittifak Türkiye'yi İran'la ve hatta Rusya ve Çin dahil olmak üzere işbirliği yapmaya itecektir. Böylece, otomatik olarak Orta Doğu'daki Rus ve Çin varlığını içerecek bu da Amerikan çıkarlarına aykırı olacaktır.
 
2.) Anlaşma olmazsa, ittifak kesinlikle öncelikle İran tehdidine karşı çalışır . Ancak böyle bir ittifak yine de Filistinlinin iki devlete dayalı olası bir İsrail anlaşmasına karşı gücünü kaybetmesine neden olacak, Mısır'ın gücünü kaybetmesine neden olacak ve Akdeniz bölgesindeki Türk çıkarlarına tehdit oluşturacaktır.
 
Doğal olarak Türkiye ve İran'ı karşılıklı işbirliği yapmaya itecek ve bu işbirliği ile Rusya ve Çin'i otomatik olarak Ortadoğu'ya davet edecektir.
 
İttifakın amaçları incelendiğinde, bu tür bir ittifakın birincil hedefinin Amerika'nın Orta Doğu'daki çıkarlarını koruması oldugu görülüyor. Dahası, Sünni Arap uluslarını İsrail'in hayatta kalmasına bağlı kılacak ve sonuçta İsrail'i orta güçten bölgesel güce dönüştürecektir. Bu, Araplar, Türkler ve İranlılar da dahil olmak üzere Müslüman milletler arasındaki dini liderlik rekabetini otomatik olarak artıracaktır. Ayrıca Türkiye ve İran'ın enerji rezervleri ve ticaret yollarının güvenliği her zaman tehdit altında olacak ve sonuçta Akdeniz bölgesinde ve Hürmüz Boğazı'nda gerginlik devam edecektir. Amerikan çıkarlarına yönelik en büyük tehdit, yalnızca bu ülkeler arasındaki çatışma değil, aynı zamanda bölgede artan Rus ve Çin nüfuzu olacaktır. Bu, Türkiye'yi otomatik olarak ABD ve NATO'dan uzaklaştıracak ve Türkiye'yi daha iddialı dış politikaya itecektir. İran ayrıca daha sonra silahlanma yarışına girerek İsrail-Körfez ittifakına karşı çalışacaktır. 
 
Bu nedenle, böyle bir ittifak ticaret ve güvenlik için bir çözüm değil, yeni rakipler arasındaki gerginliği canlı tutmak için bir neden olacaktır.