15 Eylül'de ABD-İngiltere ve Avustralya, deniz hukuklarını karşılıklı çok katmanlı savunma ortaklığında bir araya getiren AUKUS'un kurulduğunu duyurdu. Açıkça belirtilmese de asıl odak noktası Çin'e karşı. ABD, 18 ay içinde Avustralya'ya nükleer enerjili denizaltı sağlayacak. Bununla birlikte, en önemlisi, ilk nükleer denizaltının 2040'ta devreye girmesi beklenmesine rağmen, ABD'nin Avustralya'ya daha önce yalnızca İngiltere ile paylaşılan teknolojilere erişmesine izin vermesidir.
YOUTUBE
Büyük koalisyonların karmaşıklıkları arasında dağılmamak için odağın sınırlı bir işbirliği oluşturmaya devam edeceği aşikar hale geliyor. Üstelik ABD'nin nükleer denizaltıları ancak 2024'tan sonra sağlayabilmesi bunun uzun vadeli bir strateji olacağını gösteriyor. Askeri ittifak oluşturmak nihai hedef değildir. ABD'den bölge ülkelerine Çin ile ticaretten uzaklaşmaları için ekonomik baskı olacak ve üç müttefik muhtemelen Çin'e ekonomik baskı uygulayacak.
Avustralya Pasifik'te proaktif bir güvenlik pozisyonu alacak. Doğal olarak, bölge ülkelerinin gelecekte istemeyerekte olsa taraf seçmelerini tetikleyecektir. ABD, yeni stratejinin yeni bir soğuk savaşı içermediğini güçlü bir şekilde vurgulasa da, nihayetinde Çin'in ülkeleri bir taraf seçmeye zorlama çabalarını artırmayı mümkün kılacaktır. Çin muhtemelen bunu sadece askeri bir ittifak görmeyecek. Pekin bunu stratejik genişleme yoluyla etkisini azaltmak için ilk adımlar olarak görecektir. Bu nedenle Pekin, bölge ülkelerini çıkarları açısından test etmesi muhtemeldir.
Bu stratejide birçok iniş ve çıkışlar olacaktır. Pekin ve AUKUS, uzun vadede birçok ülkeyi etkileyecek olsa da her iki tarafta bu oyunu kazanmak için muhtemelen her yolu kullanacaklardır. Askeri gerilim zaman zaman artacaktır ve bu stratejinin doğası gereğidir. Her iki taraf da büyük bir askeri çarpışmadan kaçınacaktır. Ancak bu bölgede uzun süre kalacak bir risk.
Bunlar Türkiye için ne anlama geliyor? ABD'nin yükselen Çin'e karşı koymak için tüm askeri kaynaklarını kullanacağı açık. Bunu yapmak için ABD, Ortadoğu ve Afganistan'ı çoktan terk etti. Üstelik sadece Çin'e değil bölge ülkelerine de baskı yapmak için tüm ekonomik araçları kullanacak. Tüm bu gelişmeler Türkiye'nin Ortadoğu'ya odaklanmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak, Türkiye bölgedeki etkisini artırma fırsatına sahip olacaktır. Ancak Türkiye'nin en zayıf noktası ekonomisidir. Ekonomi toparlanmadıkça Türkiye etkisini çok fazla artırmaz.
