×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

9115 kez okundu

 
İsrail ve müttefikleri arasında bu tehditlerin işbirliğini yönlendiren çimento veya tutkal olmasına rağmen, aradaki ilişkilerin zayıfladığını fark ediyoruz. Artık Saddam yaşamıyor, artık Sovyet rejimi yok, cihatçı tehditler kontrol altına alınıyor ve Avrupalılar ile ABD arasında cihatçı tehdidin nasıl yönetileceği konusunda fikir birliği yok.
 
Başbakan Netanyahu'nun sağcı hükümetinin, İsrail'in bölgedeki ideolojik zorunluluklarını uygulamak için ABD Başkanı Trump (ve İngiltere Başbakanı Johnson ile daha az ölçüde) personel ilişkisi kurduğu doğrudur. İsrail'in ABD yönetimiyle uyumu, Golan Tepeleri'ni ve Batı Şeria'yı ilhak etme fırsatı verdi. Bir sonraki ABD yönetiminin İsrail'in bölgedeki ilhakı destekleyeceği bilinmemekle birlikte, Kasım 2020'de olması muhtemel değilse 2024'te ABD yönetiminde bir değişiklik olacağı kabul edilmelidir. Zira ABD’de 1953’ten beri hiçbir parti 3 dönem ülkeyi yönetememiştir.
 
İstenirse veya politika degişikligine gidilirse, ABD'nin İsrail'e baskı uygulamak için her türlü aracı bulunmaktadır. Birincisi ve en önemlisi, ABD askeri teçhizat alımına yaptırım uygulayabilir. İsrail silahlarının yaklaşık %60'ını sadece ABD'den alıyor. ABD, Kırım'a uyguladığı gibi ekonomik olarak yaptırım uygulayabilir. Ancak en olası senaryo, şirketleri ve tüketicilere İsrail’e karşı boykotlar uygulamak olacaktır. Elbette senaryo, demokratların ofiste olup olmayacağına ve İsrail politikasıyla ilgili bir şeyler yapmak isteyip istemediğine bağlıdır. Bu nedenle, İsrail lobilerinin Trump politikalarını geliştirmek için çalıştığını görüyoruz. Ancak böyle bir tehditten kaçınmak için İsrail ilişkilerini çeşitlendirmelidir.
 
Bu nedenle Rusya ile İsrail arasındaki ilişkilerin daha da yaklaştığını göreceğiz. ABD'nin ileride boykotları uygulamaya karar vermesi durumunda İsrail'in Rusya, Çin ve Hindistan'a yaklaşmaktan başka seçeneği yok. Boyle bir durumda Israil-ABD ilişkisi ABD-Türkiye'nin ilişkisine daha yakın olacaktır. İsrail, Filistin meselesine pek istekli olmadıkları hatta uzak oldukları için Rusya, Çin ve Hindistan ile yakınlaşmak zorunda. Rusya'nın Ortadoğu'da bölgesel değil küresel olarak güç göstermek istiyor, Çin'in ABD'yi Orta Doğu ile meşgul etmek için bölgesel rahatsızlık bulması gerekiyor ki ABD Macadam Boğaz’ından uzak dursun ve sağ kanat hükümetin kontrolü altındaki Hindistan İsrail için mükemmel bir ticaret ortağı.
 
Bu senaryonun etkisi Ortadoğu'daki dengeleri bozacaktır. Bu durumda ortaya çıkacak şey; ilginç koalisyonlar olacaktır. Turkiye oluşabilecek bu denkleme göre kendi pozisyonunu yeniden göz gecirmelidir.