Yeni İsrail hükümeti, Batı Şeria'daki genişlemeci projeleri sadece Filistinliler arasında gelecekte huzursuzluğu kışkırtmakla kalmıyor aynı zamanda koalisyon içinde bir stres testi yaratıyor.
15 Temmuz'da Savunma Kuvvetleri, Doğu Kudüs'ü Batı Şeria'nın geri kalanını bağlayan stratejik E1 otoyolu boyunca Batı Şeria'da 3412 yeni daire inşa etme planlarını geliştirdi. Bu, projenin İsrail'in daha sonra projeyi onaylayabilecek ve ardından inşaat ihalesine devam edebilecek olan Yüksek Planlama Komitesi'ne iletilecek. Dönemin başbakanı Netanyahu projeyi büyük ölçüde destekliyordu ancak daha sonra bir şekilde dondurulmuştu. Yeni İsrail Başbakanı dahi olsa bile yayılmacı projelerinin başladığını görmek hayati önem taşıyor. Böylece İsrail'de kim iktidarda olursa olsun bu tip projeler büyük stratejinin niyetini vurguluyor.
YOUTUBE
Koalisyondaki sol partilerin ve uluslararası toplumun eleştirilerine rağmen, İsrail Başbakanı'nın Batı Şeria'daki diğer koalisyon partilerini yeni E1 yerleşimleri inşa etmeye ikna etmesi muhtemeldir. Zira anketler, sol partilerin koalisyondan ayrılmayı seçmesi halinde yeni bir seçimi kazanamama riskinin bulunduğunu gösteriyor . Hatta, bir önce ki dönem Başbakan Netanyahu'nun dahi geri dönme riski var. Başbakan Bennett, Batı Şeria'da uzun süredir yerleşimin ve hatta ilhakın savunucusu. Dolayısıyla sol partiler neye imza attığını biliyorlardı ve koalisyondan ayrılmaları onlardan beklenmemeli. Ancak, bağların ne kadar güçlü olduğunu test edecek.
Ancak yeni yerleşimlerin Filistinlileri kızdıracağı ve gelecekte huzursuzluk yaratacağı kesin. O zaman İsrail güçleri ile Filistinliler arasında çatışmalar başladığında 4 Arap kökenli koalisyon üyesinin koalisyonu desteklemeye devam etmesi daha zor olacak.
Birleşik Devletler, Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinin yasadışı olduğu görüşünü kabul etmesine rağmen, Washington bu konuda tarafsız davranmayı tercih ediyor. Ancak, gelecekteki çatışmalar da dahil olmak üzere daha fazla projeler Washington'a endişelerini yüksek sesle dile getirmesi için baskı yapabilir.
Yayılmacı strateji, İsrail'de bir siyasi parti vizyonu değil, İsrail Devleti'nin büyük bir stratejisidir. Önümüzdeki yıllarda nüfusun sağ partilere yönelmesi ve Haredi Yahudilerin nüfus içinde artması beklendiğinden yeni yerleşimler ancak gelecekte hız kazanacaktır.
Müslüman ülkeler arasında fikir birliği yoktur. BAE, İsrail ile diplomatik ilişkiler kurduğu için bu tür yerleşimlere karşı sesini çıkartmıyor. Suudi Arabistan da bu konuda çok sessiz. İsrail, Müslüman ülkeler arasında fikir birliği olmadıkça Filistinlilerin güçlü bir direniş gösteremeyeceğini biliyor. Bu konuda Müslüman toplumu birleştirebilecek sadece 3 ülke vardır; Mısır, Türkiye ve İran. Hepsininde ayrı ayrı ekonomik ve politik kargaşa var. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen Müslüman ülkelerin tepkilerini birleştirmede en büyük şans Türkiye'nin dir.Yeni İsrail hükümeti, Batı Şeria'daki genişlemeci projeleri sadece Filistinliler arasında gelecekte huzursuzluğu kışkırtmakla kalmıyor aynı zamanda koalisyon içinde bir stres testi yaratıyor.
15 Temmuz'da Savunma Kuvvetleri, Doğu Kudüs'ü Batı Şeria'nın geri kalanını bağlayan stratejik E1 otoyolu boyunca Batı Şeria'da 3412 yeni daire inşa etme planlarını geliştirdi. Bu, projenin İsrail'in daha sonra projeyi onaylayabilecek ve ardından inşaat ihalesine devam edebilecek olan Yüksek Planlama Komitesi'ne iletilecek. Dönemin başbakanı Netanyahu projeyi büyük ölçüde destekliyordu ancak daha sonra bir şekilde dondurulmuştu. Yeni İsrail Başbakanı dahi olsa bile yayılmacı projelerinin başladığını görmek hayati önem taşıyor. Böylece İsrail'de kim iktidarda olursa olsun bu tip projeler büyük stratejinin niyetini vurguluyor.
Koalisyondaki sol partilerin ve uluslararası toplumun eleştirilerine rağmen, İsrail Başbakanı'nın Batı Şeria'daki diğer koalisyon partilerini yeni E1 yerleşimleri inşa etmeye ikna etmesi muhtemeldir. Zira anketler, sol partilerin koalisyondan ayrılmayı seçmesi halinde yeni bir seçimi kazanamama riskinin bulunduğunu gösteriyor . Hatta, bir önce ki dönem Başbakan Netanyahu'nun dahi geri dönme riski var. Başbakan Bennett, Batı Şeria'da uzun süredir yerleşimin ve hatta ilhakın savunucusu. Dolayısıyla sol partiler neye imza attığını biliyorlardı ve koalisyondan ayrılmaları onlardan beklenmemeli. Ancak, bağların ne kadar güçlü olduğunu test edecek.
Ancak yeni yerleşimlerin Filistinlileri kızdıracağı ve gelecekte huzursuzluk yaratacağı kesin. O zaman İsrail güçleri ile Filistinliler arasında çatışmalar başladığında 4 Arap kökenli koalisyon üyesinin koalisyonu desteklemeye devam etmesi daha zor olacak.
Birleşik Devletler, Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinin yasadışı olduğu görüşünü kabul etmesine rağmen, Washington bu konuda tarafsız davranmayı tercih ediyor. Ancak, gelecekteki çatışmalar da dahil olmak üzere daha fazla projeler Washington'a endişelerini yüksek sesle dile getirmesi için baskı yapabilir.
Yayılmacı strateji, İsrail'de bir siyasi parti vizyonu değil, İsrail Devleti'nin büyük bir stratejisidir. Önümüzdeki yıllarda nüfusun sağ partilere yönelmesi ve Haredi Yahudilerin nüfus içinde artması beklendiğinden yeni yerleşimler ancak gelecekte hız kazanacaktır.
Müslüman ülkeler arasında fikir birliği yoktur. BAE, İsrail ile diplomatik ilişkiler kurduğu için bu tür yerleşimlere karşı sesini çıkartmıyor. Suudi Arabistan da bu konuda çok sessiz. İsrail, Müslüman ülkeler arasında fikir birliği olmadıkça Filistinlilerin güçlü bir direniş gösteremeyeceğini biliyor. Bu konuda Müslüman toplumu birleştirebilecek sadece 3 ülke vardır; Mısır, Türkiye ve İran. Hepsininde ayrı ayrı ekonomik ve politik kargaşa var. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen Müslüman ülkelerin tepkilerini birleştirmede en büyük şans Türkiye'nin dir.