Bir sonraki zirvenin 2028 ile 2030 arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu nedenle, bazı ülkeler, elektrikli araçlar nedeniyle petrole olan talebin uzun bir durgunluk dönemine sahip olacağından, o zamana kadar üretimi artırmayı öngörüyorlar.
Bu, Irak, Cezayir, Nijerya gibi OPEC üyelerinin çoğu ve hatta Rusya gibi OPEC üyesi olmayan ülkeler için dikkate değer bir etki olarak yorumlanıyor. Bunu bir süre önce görmüştük. ABD'nin Orta Doğu'dan çekilme kararının ana nedenlerinden biri buydu. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra olduğu gibi bir önemi yok. ABD için çekilirken en önemli konu, yeri Çin ve Rusya gibi ülkelere bırakmamak. Bu nedenle ABD, Arap Milletlerinin İsrail ile dostane ilişkiler kurmasını istiyor. Böylece koalisyon, Çin ve Rus etkisine karşı direniş gösterecektir.
Bu bir süre işe yarayabilirse de, istikrarlı bir gelire sahip olmayan ülkelerin çoğu, ülkelerini, örneğin Irak, Angola ve Nijerya'yı istikrara kavuşturmakta zorlanacaktır. Hatta BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkeler daha şanslı olabilir ancak Suudi Arabistan'ın bütçe yetersizliğini nasıl karşılayacağı da belirsiz. BAE bunu finans endüstrisi, ticaret ve güvenlik ve diğer yollarla dengelemeye başladı.
Bununla birlikte, Suudi Arabistan ve BAE'nin başarılı olabilmesi için, bu tür planları 2040'tan önce uygulamak için barışçıl bir döneme ihtiyaçları var. Suudi Arabistan ve BAE, sadece Arabistan Yarımadası'nda değil, Doğu Akdeniz'den Hürmüz Boğazı'na ve hatti Arfika boynuzu da dahil olmak üzere agresif rol oynamaya kalkerken bu durum bölgesel çekişmeleri çatışmalara davet edebilir. Türkiye ve İran'a karşı askeri yetenekleri olmasa da, Jeopolitik Pusula olarak, Arap ülkelerinin gelecekte bu tür askeri teknolojiyi edinmek için daha fazla İsrail katılımını öngörüyoruz. Böylece bu sadece ilişkileri germekle kalmayacak, yatırımcıları da korkutacaktır.
Türkiye'nin askeri sanayiye yatırım yapmaya devam edeceği ve İran'ın vekil grupları ciddi şekilde kullanacağı bölgede İsrail'in etkisinin arttığını göreceğimiz bir döneme giriyoruz.