×


GİRİŞ YAP





GİRİŞ YAP
Üyeliğin yok mu? ÜYE OL.

5263 kez okundu

Türkiye, Milli Mutabakat Hükümeti (GNA) ile denizcilik anlaşmasının imzalanmasının ardından Ocak 2020'de Libya'daki iç savaşa müdahale etmek için asker gönderdi, Ekim 2019'de Suriye'ye askeri kaynak aktardı, Azerbaycan'a sınırsız desteğini Ermenistan savaşında verdi. Türkiye'nin ulusal güvenliği ile bağlantılı doğal kaynak arama bölgelerini korumak Avrupa Birligine karşı durdu. Ancak tüm bunlar Türkiye'ye pahalıya mal oldu. Türkiye, Fransa'nın sondaj ve iç pazarlara girmesi için Türkiye'ye yardım etmeyi kabul ettiği Karadeniz'de doğal gazı kaynaklarını araştırırken, Yunanistan da dahil olmak üzere Fransa, Akdeniz bölgesinde Türkiye'ye geldi. Bu gerilimler, yüksek enflasyon ve Lira’nın deger kaybetmesi ile sonuclandı. AB başkentlerinin devam eden pandemi nedeniyle endişeleri devam ederken riskler AB bankaları için ağırdır.
 
Türkiye ile bölgelerdeki komşuları arasında tüm bu engeller ve yükselen gerilimler mevcutken Türkiye hala bölgede AB için stratejik bir ortak olmaya devam ediyor. Türkiye, düşük maliyetli işgücü, vergi avantajı programları ve AB'den hammadde ihtiyacı nedeniyle halen elverişli ekonomik ortak konumundadır. Böylece, şu ana kadar çok güçlü bir ekonomik bağ oluşturur. Ayrıca Türkiye, AB'ye göçmenlerin geçmesini engellemek icin set olmuştur ve şu ana kadar büyük ölçüde AB'nin yararına çalışmaktadır. Bu nedenle AB, Türkiye'ye ağır yaptırımlar uygulama ve daha fazla Türkiye’yi yabancılaşma konusunda isteksiz davranmıştır.
 
Türkiye AB ihracatında 3% ile en büyük 6’ncı ihracat ortağı durumunda iken yine 4% ile en büyük 6’ncı ithalat ortağı durumundadır. AB için görece küçüktür, bu nedenle bir AB sorunundan çok bir Türkiye sorunudur. Ancak İspanyol bankaları 64 milyar dolarlık Türk borcuna sahipken, onu 24 milyar dolar ile Fransa, 21 milyar dolar ile İtalyan bankaları ve 30 milyar dolar ile İngiltere, ABD ve Almanya izliyor. Türkiye, toplamda 240 milyar dolarlık varlığa sahip 23 şirketi olan Varlık Fonu'nu yatırım çekmek veya kredi başvurusu yapmak için kullanıyor. Bu hamleler kısa vadede Türkiye lehine görünse de, ekonomik reformların, kurumsal reformların ve daha da önemlisi ülkedeki yolsuzluğu azaltmaya yönelik programların eksikliğinden dolayı uzun vadede ciddi riskler ortaya koymaktadır. Yatırımcılar, güvenilir kurum eksikliği nedeniyle kredi sözleşmelerine yüksek getiri ve yatırımlarına daha fazla güvenlik aracı dayatmaktadır. Doğal olarak borçlanma maliyetini artırıyor. Türkiye bugün olduğu gibi yoluna devam ederse bu durum önümüzdeki yıllarda milli savunma sanayi kabiliyetini de etkileyebilir.
 

Yetkililer, ekonomik sorunların ortasında süregelen sorunlara çözüm bulmayı planlıyor. Güvenilir kurumların ve ekonomik reformların yokluğunda, yatırımcılar yatırım çıtasını ve kredilerin maliyetini artıracaktır. Ankara farklı bir dış politika izliyor; "Güçlü Askeri Varlık Güçlü Dış Politika". Bununla birlikte, Türkiye dış politika parçalarının her iki yönü için de güçlü ekonomiyi ihmal ediyor.