ABD Büyükelçiliğinin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınacağını duyuran ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden ABD Başkanı Donald Trump, başlamadan önce İsrail-Filistin barış müzakerelerini tehlikeye attı.
Uluslararası toplum, Kudus'un tamaminda Israil'in hakimiyetini tanimamakla beraber statüsünün müzakerelerde çözülmesi gerektiğine inanmaktadir. Hiçbir ülkenin elçiliği Kudüs'te yok.
Trump'un Kudüs'ü tanıması, Amerika Birleşik Devletleri'ni dünyanın en hassas diplomatik sorunlarından birinden izole ediyor. Bu durum Müslüman ve Avrupalı liderlerden bir eleştiri fırtınesi çıkardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslüman Devletleri 13 Aralık'ta İstanbul'da İslam Zirvesi çatısı altında toplanmaya çağırdı.
Suudi Arabistan'da devam etmekte olan poltik değişikliklere bağlı olarak genç prens Muhammed bin Salman'ın ABD'ye bağımlılığını göz önüne alındığında, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin idaresinin sürekliliği için ABD'ye bağımlı olması ve Cumhurbaşbakan Erdoğan'ın Amerika ile olan kırılgan durumu Trumph için muhtemel güçlü kınamayı azaltmaktadır. Musluman ulkelerdeki siyasi ortam ABD'nin desteğinden bağımsız olmadikca Müslüman Devletlerin bu durumdan olan memnuniyetsizliğini belirli bir seviyede sesli soylemek disinda kontrol etmek şansları bulunmamaktadir.
İslam Zirvesi'nden güçlü bir kınanma ihtimali olmasina ragmen her üye liderin liderliklerini surdurebilmesi için ABD yönetiminin desteğine ihtiyacı olduğundan ilgili liderler durumu tırmandirmayacaklardir. Bu da Musluman Dunyasinin en buyuk zaafi olmaya devam edecektir.
